15 Ekim 2015 Perşembe

Veri Yöneitimi Ekibi - Sharepoint ile Şirket Verimliliğini Arttırın Etkinliğine Davetlisiniz.

Veri Yönetimi ve İş Zekası birimi bu sene kabuk değiştiriyor, büyüyor.

Ekimize yeni ekiplerin de dahil olmasıyla birlikte vizyonumuzu genişlettik ve birimimizin adını Veri Yönetimi ve Verimlilik Çözümleri olarak yeniledik.

Yaygın adıyla Veri Yönetimi ekibinin bu seneki takvimi bir hayli dolu ve verimlilik üzerine kurulu.

Birim Müdür Yardımcılığını üstlendiğim Veri Yönetimi ekibinde Data Platform, Business Intelligence, Sharepoint & Project Server, Office kanalları bir arada çalışıyor ve etkileyici sonuçlar elde ediyor.

Önümüzdeki günlerde bu sinerjinin meyvelerini ilham veren etkinlikler üzerinden sizlerle paylaşacağız.

Dönemin seminer serisini 26 Ağustosta düzenlediğimiz Big Data etkinliği ile başlatmış olduk. Katılımınızdan bulduğumuz cesaretle başka bir etkinlik daha düzenliyoruz. Bu sefer odağımızda Sharepoint var.

Etkinlik içeriği bir hayli doyurucu. Kaçırmamanızı öneririm.

  • SharePoint Server dünyasına giriş
  • SharePoint için performans önerileri
  • Project Server ile projelerinizi yönetmek
  • İşinizi BI & SharePoint penceresinden görün
  • SharePoint Social ve SharePoint ile Yammer
  • Branding ve SharePoint
  • SharePoint için yeni AppModel


Tarih : 21 Ekim 2015
Saat : 10:00 - 17:00
Adres : İ.T.Ü. Ayazağa ARI Teknokent ARI:3, Kat:-1 Maslak/İstanbul


Kayıt Olmak İçin :




14 Ekim 2015 Çarşamba

Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri - 7 (Golden Ratio - Altın Oran)

Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri yazı serisiyle rapor tasarımlarının kalitesine katkı sağlayacak ipuçlarını vermeye devam ediyoruz. Bir önceki yazımızda odaklandığımız Focal Points konusu ile vermek istediğimiz mesajların etkisini arttırabilecek kritik noktaların neler olabileceğini paylaşmıştık. Ressamlar ve fotoğrafçılar tarafından kullanılan Rule of Third formülü sayesinde kompozisyonlardaki estetik daha doyurucu hale gelebilmektedir. Yazıya bir göz atmak isterseniz :

Serinin bu kısmında tasarım kalitesini yükseltecek başka bir ulvi konudan daha bahsedeceğiz; Altın Orandan (Golden Ratio).

Altın oranın ilk olarak ne zaman bulunduğuna veya kullanıldığına dair net bir bilgi yok. Ancak şuanda gözümüze estetik görünün hemen hemen her yerde ölçüt olarak ya bu oran kullanılmıştır veya bu orana yaklaşılmıştır. Matematik ve sanatta bir bütünün parçaları arasındaki en uyumlu oran olarak kabul edilen altın oran yaklaşık olarak 0,618033989 sayısına tekabül etmektedir.

Ayçiceği, papatya, çam kozalağı, bitkilerin yaprak dizilişleri, insan vucudundaki azalar, deniz kabuğu vs. gibi bir çok doğal güzellik altın oranı sağlayan tasarıma sahiptir. Bununla birlikte Mimar Sinan’ın eserleri, otomativ sanayi, Mona Lisa ve Aziz Jerome tabloları, mısır piramitleri gibi yüksek kalite eserlerde, hatta günlük hayatımızda sıkça kullandığımız kitap sayfaları, kibrit kutuları, oyun kağıtları, bayraklar gibi gözümüze hoş gelen insan berecerisi tasarımlarda da altın oran özenle tatbik edilmiştir.



Peki, rapor tasarlama konusu ile ne ilgisi var bu altın oranın?

Mehmet Suat Bergil “... Eğer uygulama veya işlev unsurları açısından hoşa giden ya da son derece dengeli olan bir forma ulaşılmışsa, orada Altın Sayı'nın bir fonksiyonunu arayabiliriz... Altın Sayı, matematiksel hayal gücünün değil de, denge yasalarına ilişkin doğal prensibin bir ürünüdür.” diyor. Yani tasarımlarımıza bir denge getirmek istiyorsak altın orana güvenebiliriz.

Bunu nasıl yapacağımızı öğrenmek için öncelikle altın dikdörtgenin ne olduğunu bilmemiz gerekir. Eğer kısa kenarının uzun kenarına olan oranı altın oran kadar olan bir dikdörtgen çizersek aşağıda görülen altın dikdörtgeni elde etmiş oluruz.


Altın dikdörtgenin içine bir kare çizersek geriye kalan dikdörtgen parça da altın dikdörtgen olur. Bu şekilde devam edilerek iç içe sayısız altın dikdörtgenler ve kareler oluşturulabilir. Elde ettiğimiz karelerin orta noktalarını birleştirirsek altın spirali keşfetmiş oluruz. Bu spiral sanat eserlerinde incelikli bir şekilde kullanılırsa hareket izlenimi elde edilir. Bu durumu açıklamak için ‘dinamik simetri’ ismi kullanılmıştır. Bu çok özel sarmal deniz kabuklarında, salyangozlarda ve yukarıda belirttiğimiz gibi evrenin her köşesinde gizlenmiştir.

Özetle altın oranın kullanıldığı yerler göze hoş gelir.


Eğer tasarımlarımızı bu farkındalıkla gözden geçirirsek altın orana ne kadar ihtiyaç olduğunu görebiliriz.

Julie Koesmamo’nun http://www.mssqlgirl.com/ sitesinde paylaştığı bir resim altın oranın tasarımlarda nasıl kullanılabildiğine dair güzel bir örnek olmuş.


Tasarımlarında altın oranı uygulamak isteyenlere kolaylık sağlayacak yazılımlar da mevcut. Şu linkten bir tanesine erişebilirsiniz: http://www.phimatrix.com/download-1618-pro/

Bir önceki yazımızda bahsettiğimiz Third of Rule formulü ile Golden Ratio uygulaması bir biriyle ilişkilidir. Dolayısıyla atıfta bulunmanın faydalı olacağını düşünüyorum ve aşağıdaki videoyı sizlerle paylaşıyorum. Bu videoda sözünü ettiğimiz teknikler kullanılarak görsel mesajın etkisinin nasıl arttırıldığına şahit olabilirsiniz.


Golden Ratio ve Third of Rule tekniklerinin karşılaştırılmasını incelemek isterseniz şu videoya bir göz atabilirsiniz:


Serinin bu bölümünde odaklandığımız Altın Oran sayesinde tasarımlarınız göze çok daha hoş gelecektir. Yeter ki mesajlarınızı küçülen dikdörtgenlere doğru kıvrılan spiraller boyunca verin. Çünkü insan zihni akışın bu spiral boyunca devam ettiğini varsayar. Siz de mesajlarınızı insan doğasına uygun şekilde vermiş olursunuz.

Faydalı olması dileğiyle...


9 Ekim 2015 Cuma

Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri - 6 (Focal Points - Odak Noktaları)

Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri yazı serisine devam ederken bir önceki yazımıza da göz atmanızı tavsiye ederim. Tasarımlarında estetik kaygı taşıyanlar için sunduğumuz bir önceki ipucu, Veri Mürekkep Oranı (Data Ink Ratio) yaklaşımıydı. Bu yaklaşım sayesinde kullanıcıların dikkatini veri üzerinde nasıl tutabileceğimizi konuştuk. Merak edenler için;

Serinin bu bölümünde ise rapor tasarımının kalitesine katkıda bulunacak başka bir ipucuna odaklanacağız; Odak noktasına (Focal Point).

Focal Point terimi fizik, matematik, elektronik, bilgisayar, oyun teorileri, fotoğraf ve resim gibi bir çok alanda karşımıza çıkar. Genel manada düşünüldüğünde merkezi yer, konunun özü, dikkat kesilecek mesele, odak noktası, can alıcı şey vs. gibi tanımlar yapılabilir. Biz bu terimi ressam veya fotoğrafçı gibi ele alacağız ve raporlarımızda kullanacağız.

Rapordaki en önemli bilgi hangisi?


Öncelikle bir kaç sorunun cevabını verebiliyor olmak lazım. Raporda ne/neler aktarmak istiyoruz? Raporumuzun konusu ne? Rapordaki hangi bilgi diğerlerinden daha önemli? Kullanıcıların neye odaklanmasını istiyoruz?

Raporlarda vermek istediğimiz mesajların sayısını mümkün olduğunca azaltmak gerekir. Aksi halde bir mesaj kargaşası olur ve kullanıcılar anlam çıkarmakta zorlanır. Bir mesaj harika, iki mesaj kabul edilebilir miktardadır.

Rule of Thirds Kompozisyon Formülü


Karakalem çizimler yaparken karşılaştığım bir kuraldan bahsedeceğim. Bu kuralı raporlarımıza da uygulayabiliriz.

Kompozisyon hazırlarken çizimlerde denge ve amaç vurgusu ortaya koyabilmek için Rule of Thirds olarak isimlendirilen bir formüle başvurulması tavsiye edilir. Bu olmazsa olmaz bir kural değildir. Ancak çizimleri estetik açıdan doyurucu hale getiren güvenilir ve önemli bir formül olarak kabul edilir.

Aşağıdaki fotoğrafın odağı olan arı bu formül doğrultusunda konumlandırılmıştır.


Vermek istediğimiz mesajları (görselleri) Rule of Thirds isimli kompozisyon formülene göre konumlandırırsak, estetik açıdan rapor kalitesini arttırmış oluruz. Mesajları vurgulamak için neler yapabileceğimizi daha önce bir çok defa gündeme getirmiştik. Buraki formülle de mesajları vurgulamak için görselin rapor üzerinde doğru pozisyonda bulunmasını temin etmiş olacağız.

Tasarımları Rule of Thirds formülünü kullanarak yapmak oldukça kolay. Raporunuzu yatay ve dikey olarak çizgilerle üç parçaya ayırdığınızı düşünün. Çigizilerin kesişim noktaları en önemli mesajınızı konumlamak isteyebileceğiniz bölgeleri tarif eder.

İşte! bir rapordaki en can alıcı bölgeler aşağıda kırmızıyla işaretli.


Göz doğası gereği tam da bu noktalarda durur ve rahat eder. Siz de istediğiniz mesajı bu arada vermiş olursunuz. Böylece mesajınızın etkisi artar.

Peki, bu noktalar arasında da bir önem sırası var mıdır?


Elbette, ancak bunun yazılı kültürlere göre farklılık gösterdiğine inanıyorum. İnsanlar baktıkları bir ekrana veya kağıda sanki bir metin okuyormuş gibi odaklanırlar. Yani eğer raporlama yaptığınız bölgede yazı soldan sağa akıyorsa, raporda ilk bakılacak yer soldaki nokta olur. Dolayısıyla en önemli mesajınızı burada bulundurmak istersiniz. Benzer şekilde o bölgede yazı sağdan sola akıyorsa, sağdaki noktalar daha değerlidir. Bu mantık yukarıdan aşağı doğru da geçerli.
Yukarıda belirttiğimiz noktalar kadar olmasa da görsellerin tasarım dengesinde iyi sonuçlar veren başka noktalar da var. Bunları dik üçgenler kullanarak keşfedebilirsiniz.


Focal Point farkındalığının Etkili Rapor Tasarlamada önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum. Tasarımlarında estetik kaygı taşıyanlar için ilham veren bir ipucu oldu.

Sonraki yazımızda bir başka ilham veren ipucuna, raporlarda altın oran kullanımına değineceğiz.

Faydalı olması dileğiyle...

7 Ekim 2015 Çarşamba

Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri - 5 (Data Ink Ratio - Veri Mürekkep Oranı)

Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri yazı serisine devam ediyoruz.

Bir önceki makalemizde bir kaç hatırlatma yaptık ve güzel tasarlanmış raporların karakteri ile ilgili bazı ipuçları verdik.

Bu yazımızda ise, raporlardaki görsellerin estetiğine doğrudan katkı sağlayacak üç yöntemden biri olan veri-mürekkep oranı (Data-Ink Ratio) yaklaşımına değineceğiz.

Aşağıdaki rapora bir kaç dakika göz gezdirin. İlk olarak dikkatinizi çeken şeyler neler? Bilgi mi? Yoksa kalın, kalabalık, anlamsız renkli ve aralarında koca koca boşluklar olan görseller mi? 



Edward R. Tufte 1983 yılında sayısal verilerin görsel sunumu husunda “Data-Ink Ratio” ismini verdiği bir yaklaşım yayınladı.  Tufte’ye göre grafiğe harcanan mürekkebin büyük bir kısmı veri-bilgi için kullanılmalıdır. Veri için harcanan mürekkep grafiğin silinemez çekirdek kısmını oluşturur. Gereğinden fazla kullanılmamak şartıyla sayıların değişimi, mürekkep kullanımındaki değişimle ifade edilir.

Kafa karıştırıcı görünüyor olabilir. Aslında çok basit. Mümkün olduğunca sayısal verileri ön planda tut. Kullanılan görseller, dikkat dağıtmadan verileri ve verideki değişimi anlatsın.

Aşağıdaki grafiklerden hangisi kalabalıktan arınmış ve veriye odaklanmanızı kolaylaştıracak nitelikte.


Sağdaki değil mi? Soldaki grafikte ilk göze çarpan şey renk ve grid çizgileri olmakta. Sayılar daha sonra dikkat çekiyor. Sağdaki grafikte ise sayılara ve değişimine odaklanmamak elde değil. Oldukça basit ve amacına uygun.

Grafiklerde sayıların olduğu alanlara data-ink, geriye kalanlara da non-data-ink adı verilmiştir. Grafikte kullanılan mürekkep miktarı, veri için kullanılan mürekkep miktarına ne kadar yaklaşırsa ideale de o kadar yaklaşıyorsunuz demektir.

İyi bir grafikte sadece data-ink olur. Non-data-ink alanlar mümkün olan her yerden kaldırılmalıdır. Bunun amacı yukarıda da söylediğimiz gibi kullanıcıların tüm dikkatini verilere yöneltmektir. Aşağıdaki resimde kırmızı olan alanlar non-data-ink adıyla anılmaktadır. Sayısal olan alanlara ise data-ink adı verilmiştir.


Görsel kaliteyi nasıl arttırabiliriz?


İki adımlık bir çalışma ile kaliteyi arttırmak mümkün.

1- Non-Data-Ink (veri içermeyen) alanların değerini azalt

    • Gereksiz tüm veri içermeyen alanları kaldır.
    • Geriye kalan veri içermeyen alanları düzenle ve etkisini azalt (vurgusuz olsun)
Aşağıdaki tablolara baktığımızda sağdakinin daha kullanışlı olduğuna hemen karar verbiliriz. Soldaki hatalı bir tasarım.


2- Data-Ink (veri içeren) alanların değerini arttır.
    • İhtiyaç olmayan tüm veri içeren alanları kaldır.
    • Çok önemli bilgilerin sunulduğu alanları vurgula.

Aşağıdaki tabloda kırmızının tonları ile ktirik sayılar işaratlenmiş ve ön planda tutulmuş. Bir farkındalık oluşturulmuş.



İki adımlık çalışmayı ve değişimi aşağıdaki örnekte görebiliriz :



Sol üstteki ve sağ alttaki grafiklere bir bakın. Yapılan değişiklikler nasılda bilgiyi ön plana çıkartıyor.

Bu prensipleri birden fazla grafiği bir arada kullanırken de göz önünde bulundurmak gerekir. Aksi halde en üsttekine benzer bir şey çıkar karşınıza.

Tasarımlarında estetik kaygı taşıyanlar için sunduğumuz ipuçlarına diğer yazılarda devam edeceğiz.


Faydalı olması dileğiyle.

5 Ekim 2015 Pazartesi

Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri - 4 (Güzel Tasarlanmış Raporların Karakteri)

Uzun bir aradan sonra “Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri” yazı serisine devam etmeye karar verdim. Raporlama projelerine girişecek tarafların dikkatle incelemesi gereken önemli bir seri olduğu düşüncesindeyim ve çevremden aldığım geri dönüşler de bu düşüncemi destekler nitelikte.

Önceki yazıları kısaca bir hatırlatmak gerekirse;

Serinin ilk makalesinde dashboard tanımı ve mükerrer yapılan tasarım hataları üzerinde durmuştuk. Yazıda geçen tasarım hatalarından bir kaçı sizin projede de olabilir. Mutlaka bir göz atın;

Serinin ikinci makalesinde ise mümkün olduğunca kolay yorumlanabilen ve amaçlanan kısımları akılda kalan tasarımlar dizayn etmek için hafızanın işleyişine, algıyı güçlendiren sembollere ve görsel duyunun çalışma prensibine odaklandık. Etkili tasarımlar için gerçekten büyük bir adım oldu. Bakmadan geçmeyin;

Serinin üçüncüsünde, yani ara vermeden önceki son yazıda ise, geliştirme süresince karşımıza çıkabilecek önemli bir kaç sorunun cevaplarına odaklandık. Rapor ihtiyaçlarını kategorize ettik ve teknoloji seçimini etkileyecek noktalara değindik. Yazıda geçen sorulara ve cevaparına mutlaka bir göz atın;

Nihayet bu yazımızla birlikte tasarım prensiplerine giriş yapmış olacağız. Artık bazı raporların neden çok güzel, bazılarınınsa neden çok itici olduğunun açıklamasını yapabileceğiz.


Güzel tasarlanmış bir raporun karakteri nasıldır?


Öncelikli olarak rapora gelen kişinin doğru bilgiyle karşılaşması çok önemlidir. Buradaki doğru bilgiden kasıt sadece verinin tutarlı olması değil aynı zamanda beklentiyi karşılayacak nitelikte olmasıdır. Yani kullanıcılar rapordan umduğunu bulmalıdır. Karşılaşılanların bir kısmı işe yaramıyorsa zamanla raporunuz daha itici hale gelir. Bir süre sonra kullanıcılar kendi raporlarını tasarlamayabilmek için veriye direk erişim talebinde bulunur.

İyi bir dashboardda görseller son derece estetik kaygıyla organize edilmiş olmalıdır. İlk odaklanılan alanlarda konunun özetiyle ve ististanalarla karşılaşılmalıdır. Hedefe ve hedef kitlenin ihtiyacına uygun, anlamlı alışkanlıklarıyla uygumlu ve anafikri doğru ifade eden görseller tercih edilmelidir. Aktarılmak istenen bilgi en kullanışlı araçlar yardımıyla, basit ve en kısa yoldan aktarılmaldır.

Özetle güzel tasarım nasıl olur?


Genel olarak verilmek istenen ana fikrin doğru verilerle, doğru ve tutarlı görseller kullanılarak sunulmasını ilk adıma koyarsak, ikinci adımda bu görsellerin estetik kaygıyla konumlandırılmasından söz edebiliriz. Hemen şimdi iç açıcı güzellikte raporlar hazırlamak için bir kaç teknik söyleyelim. Bunlar; veri-mürekkep oranı  (Data-Ink ratio) yaklaşımının uygulanması, odak noktasının (focal point) etkin kullanımı ve estetiğin matematiksel karşılığı olarak bilinen altın-oranın (Golden ratio) sağlanmasıdır.

Bu üç tekniğin detaylarından bahsetmeden önce aklımızda tutmamız gereken şey tasarımlarımızda Henry David Thoreau’un tavsiyesine uyarak; evrenin daha yaşanılabilir bir yer haline gelmesi için hayatı basitleştime fikrini tatbik etmektir. Basitlikten kastımız ana fikrin doğrudan verilmesi ve kolayca kullanılabilmesidir. İlkel veya tam tersi aşırı dikkat dağıtan görsellerden kaçınmak gerekir. Özetle edebiyattakine benzer şekilde fesahat ve belagat şartına riayet edilmelidir.

Yüzlerce kişinin ölümüne, milyarlarca doların heba olmasına sebep olan uçak kazalarının temel nedeni; basit olmayan kontrollerden dolayı pilotların ne olup bittiğini çok geç farketmesidir. Çoğu zaman basitleştirmek ve kolaylaştırmak hayati öneme sahip olur.

Dashboardlar dikkatleri üzerine çekip insanlara neler olup bittiğini ve ilk baktıklarında nelere odaklanması gerektiğini söylemek zorundadır. Bu kalitede bir iş çıkarmak için bugüne kadar konuştuklarımıza, bundan sonra detaylandıracağımız 3 tekniğe ve devamında paylaşacağımız görsellerin doğru kullanımı hakkındaki ipuçlarına ihtiyacımız olacak.


faydalı olması dileğiyle ...