Uzun bir aradan sonra “Etkili
Rapor Tasarlama Teknikleri” yazı serisine devam etmeye karar verdim. Raporlama projelerine girişecek
tarafların dikkatle incelemesi gereken önemli bir seri olduğu düşüncesindeyim
ve çevremden aldığım geri dönüşler de bu düşüncemi destekler nitelikte.
Önceki yazıları kısaca bir hatırlatmak gerekirse;
Serinin ilk makalesinde dashboard
tanımı ve mükerrer yapılan tasarım hataları üzerinde durmuştuk. Yazıda
geçen tasarım hatalarından bir kaçı sizin projede de olabilir. Mutlaka bir göz
atın;
Serinin ikinci makalesinde ise mümkün olduğunca kolay yorumlanabilen ve amaçlanan kısımları
akılda kalan tasarımlar dizayn etmek için hafızanın işleyişine, algıyı
güçlendiren sembollere ve görsel duyunun çalışma prensibine odaklandık. Etkili
tasarımlar için gerçekten büyük bir adım oldu. Bakmadan geçmeyin;
Serinin üçüncüsünde, yani ara vermeden önceki son yazıda ise,
geliştirme süresince karşımıza
çıkabilecek önemli bir kaç sorunun cevaplarına odaklandık. Rapor ihtiyaçlarını kategorize ettik ve
teknoloji seçimini etkileyecek noktalara değindik. Yazıda geçen sorulara ve
cevaparına mutlaka bir göz atın;
Nihayet bu yazımızla birlikte tasarım prensiplerine giriş yapmış olacağız. Artık bazı raporların
neden çok güzel, bazılarınınsa neden çok itici olduğunun açıklamasını
yapabileceğiz.
Güzel tasarlanmış bir raporun karakteri nasıldır?
Öncelikli olarak rapora gelen kişinin doğru bilgiyle karşılaşması çok önemlidir. Buradaki doğru bilgiden
kasıt sadece verinin tutarlı olması
değil aynı zamanda beklentiyi
karşılayacak nitelikte olmasıdır. Yani kullanıcılar rapordan umduğunu bulmalıdır. Karşılaşılanların bir kısmı işe
yaramıyorsa zamanla raporunuz daha itici hale gelir. Bir süre sonra
kullanıcılar kendi raporlarını tasarlamayabilmek için veriye direk erişim talebinde bulunur.
İyi bir dashboardda görseller son derece estetik kaygıyla organize edilmiş olmalıdır. İlk
odaklanılan alanlarda konunun özetiyle ve ististanalarla karşılaşılmalıdır. Hedefe ve hedef kitlenin ihtiyacına uygun, anlamlı alışkanlıklarıyla uygumlu ve anafikri doğru ifade eden görseller tercih edilmelidir. Aktarılmak istenen bilgi en kullanışlı araçlar yardımıyla, basit ve en kısa yoldan
aktarılmaldır.
Özetle güzel tasarım nasıl olur?
Genel olarak verilmek istenen ana fikrin doğru verilerle, doğru ve tutarlı görseller kullanılarak sunulmasını
ilk adıma koyarsak, ikinci adımda bu görsellerin estetik kaygıyla konumlandırılmasından
söz edebiliriz. Hemen şimdi iç açıcı güzellikte raporlar hazırlamak için bir
kaç teknik söyleyelim. Bunlar; veri-mürekkep oranı (Data-Ink
ratio) yaklaşımının uygulanması, odak noktasının (focal point) etkin kullanımı ve estetiğin matematiksel karşılığı olarak
bilinen altın-oranın (Golden ratio)
sağlanmasıdır.
Bu üç tekniğin detaylarından bahsetmeden önce aklımızda tutmamız
gereken şey tasarımlarımızda Henry David
Thoreau’un tavsiyesine uyarak; evrenin daha yaşanılabilir bir yer haline gelmesi
için hayatı basitleştime fikrini tatbik etmektir. Basitlikten kastımız ana
fikrin doğrudan verilmesi ve kolayca kullanılabilmesidir. İlkel veya tam tersi
aşırı dikkat dağıtan görsellerden kaçınmak gerekir. Özetle edebiyattakine benzer şekilde fesahat ve belagat şartına riayet
edilmelidir.
Yüzlerce kişinin ölümüne, milyarlarca doların heba olmasına
sebep olan uçak kazalarının temel nedeni; basit olmayan kontrollerden dolayı pilotların
ne olup bittiğini çok geç farketmesidir. Çoğu zaman basitleştirmek ve kolaylaştırmak hayati öneme sahip olur.
Dashboardlar dikkatleri
üzerine çekip insanlara neler olup bittiğini ve ilk baktıklarında nelere
odaklanması gerektiğini söylemek zorundadır. Bu kalitede bir iş çıkarmak
için bugüne kadar konuştuklarımıza, bundan sonra detaylandıracağımız 3 tekniğe
ve devamında paylaşacağımız görsellerin doğru kullanımı hakkındaki ipuçlarına
ihtiyacımız olacak.
faydalı olması dileğiyle ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder