30 Aralık 2015 Çarşamba

Rapor ihtiyacını Seviyelendirme (Üst Yönetim, Yönetim, Veri Analistleri)

Raporlama projelerindeki gözlemlerimizi düşündüğümüzde firmaların büyük bir kısmının raporlama yaklaşımında bir takım kafa karışıklığının olduğunu farkediyoruz. Özellikle son dönemlerde revaçta olan yeni Self Service BI ürünleri bu kafa karışıklığına daha fazla katkıda bulunuyor.

Fazla uzatmadan direk konuya gireceğim. Eğer bir raporlama projesine girişecekseniz üründen önce ihtiyaçlarınıza odaklanmalısınız. Önce aracın seçilmesi ve geliştirmelere başlanması talepler arttıkça sürecin içinden çıkılamaz bir hal almasına neden oluyor. Çoğu zaman firmalar ihtiyacından fazla yatırım yaparak ciddi maliyetlerin altına giriyor veya ihtiyacına uygun olmayan ürünleri deneyerek vakit ve güven kaybediyor. Genellikle bu kayıpları telafi etmek oldukça zordur.

Çarşaf raporlar üzerinden verileri didik didik edecek veri analistlerine mobile raporlama ürünlerinin çıktısını sunmak, dilediği yerden özet verilere erişerek strateji geliştirmek isteyen yöneticilere çarşaf raporlar üzerinden detaylı bilgiler sunmak en başta gelen hatalı yaklaşımlardandır.

Bu aralar en yaygın dalgınlık, binlerce satırdan oluşan bir kaç gblık detaylı raporların mobile cihazlardan servis edilmesi eğilimi şeklinde karşımıza çıkıyor. Bir an durup düşünürsek cep telefonlarının belleğinin buna yetişemeyeceğini hemen farkederiz.

İstemcileri şu 3 gruba ayırarak tüm raporlama ihtiyaçlarına cevap vermek mümkün görünüyor:


1- Üst yönetim: 


Stratejik kararları etkileyecek özet raporları bekleyen bu istemci gurubuna çoğu zaman mobile cihazlar üzerinden dashboardlar sunmak gerekir. Grafiklerin kabul görmüş en hızlı ve etkili şekilde sunulması beklenir. Microsoft'un Power BI Portal ürünü bu kısım için biçilmiş kaftan.


2- Yönetim: 


Operasyonel kararları etkileyecek belli bir kalıpta olan, sık kullanılan ve bir miktar daha detaylı raporlar bekleyen bu istemci grubu çoğu zaman raporlarını bilgisayar üzerinden görmek isteyecektir. Raporların maillerine gelmesi, versiyonlanması, farklı formatlarda çıktılarının alınabilmesi ve hatta raporlarda gelişmiş yetkilendirme, detaylandırma gibi fonksiyonalitelerin olması bu grubun ihtiyaçlarından bir kaçıdır. Bu grurup çoğunlukla ihtiyaca göre özelleştirilmiş statik raporları incelemek ister. Geleneksel olarak bu böyledir.

Ancak son zamanlarda mobile cihazların yaygınlaşması ve daha bir çok sebepten ötürü bu gruptaki istemciler de raporlarını mobile cihazlar üzerinden görmek istemektedir. Tabi ki bu hizmet geleneksel raporlama ürünlerine göre daha pahalıya gelir.

Bu grubun ihtiyacına cevap vermek için Microsoft, yeni satın aldığı DataZen ürününü SQL Server Reporting Services'a entegre etti. SQL Server 2016 CTP 3.2 kurulumuyla birlikte artık her iki ürün tek bir SSRS hizmeti olarak karşımıza çıkmaktadır.

Artık hem geleneksel SSRS raporlarını (görselleri geliştirildi) hem de mobile cihazlarla tam uyumlu DataZen raporlarını tek bir noktadan yayınlayabiliyoruz. Harika! Yeni duyurulan Microsoft SQL Server Mobile Report Publisher ve mevcut Rerport Builder & Report Designer ile bu grubun taleplerine cevap vermek artık mümkün ve daha ucuz.

3- Veri Analistileri : 


Analitik çalışmalarda verileri didik didik eden bu grup, verilerin ham hallerine ulaşmak ve bunlar üzerinde dilediği gibi çalışmak isteyecektir. Bu grubun ihtiyacı olan ürün Excel olur genelde. Ancak Excel'deki satır sınırı hala bir engel. Buna rağmen Excel Power BI veya Power BI Desktop ürnünde böyle bir sınır mevcut değil. Power BI veri modelindeki veriler memory üzerinden çalışır ve çok yüksek miktarda sıkıştırmaya tabi tutulur. Dolayısıyla pür Excel'in yetmediği yerde Power BI tarafına yönelmek mantıklı olacaktır.

İstemcileri 3 gruba ayırmak işleri kolaylaştırıyor. Tabi bu şekilde birden fazla ürünle çalışmanın kötü yanları da ortaya çıkıyor. Örneğin raporları merkezileştirmek büyük bir problemdir. Neyse ki bu aralar bu konuda da bazı gelişmeler var. Power BI portaldeki raporları ve/veya SSRS 2016 üzerinde hazırlanan geleneksel ve mobile raporları mobile cihazlar üzerinde Power BI Native App yardımıyla bir araya getirmek mümkün (şu aralar bu özelliğe sadece IOS'ta destek verilmektedir). Raporların HTML5 standardına getirilmesi de yayınlama konusunda esnekliği arttırdı.

Ürünlerle ilgili kısa bir bilgi vermek gerekirse;

Power BI Portal: üzerinde şirket mail hesabınızla bir deneme hesabı açabilirsiniz. Bu hesabın pro versiyonu aylık 10$.
www.powerbi.com
https://powerbi.microsoft.com/en-us/features

Power BI Desktop: Power Query, Power Pivot, Power Map ürünlerini bir araya getiren ücretsiz bir masaüstü uygulamasıdır.
https://powerbi.microsoft.com/en-us/desktop


SSRS & DataZen Entegrasyonu (SQL Server Mobile Report Publisher): Microsoft SQL Server 2016 ile birlikte gelen bir yeniliktir. Hem geleneksel raporları hem de DataZen temelli mobile raporları aynı servis üzerinden yayınlamak mümkün.
https://www.microsoft.com/en-us/evalcenter/evaluate-sql-server-2016

Power BI Mobile App: IOS, Android ve Windows Mobile cihazlarda mağazadan indirebileceğini ve Power BI portal raporlarına erişim sağlayabileceğiniz Native uygulamadır. Şimdilik sadece IOS üzerinde SSRS raporlarına erişmek mümkün olsa da bu özellik diğer platformlarda da kullanılabilir olacaktır.
https://powerbi.microsoft.com/en-us/mobile

Excel Power BI: Ücretsiz olarak edinilen Power Query, Power Pivot, Power View, Power Map eklentileri Power BI ürününü oluşturmaktadır. Bu 4 ürünü Excel içerisinde kullanıp nimetlerinden faydalanmak mümkün. Excel 2016 ile ürünlerin tamamını kullanabilirsiniz. Diğer versiyonlarda bu hizmetler kısıtlıdır.

Ürünleri bir arada düşünürsek aşağı yukarı şöyle bir senaryo ile karşılaşırız:



Etkili rapor tasarlama konusunda bir şeyler okumak isterseniz bu konuda yazdığım serinin şu son makalesine ve öncesine bir göz atabilirsiniz.
http://abdullahkise.blogspot.com.tr/2015/10/etkili-rapor-tasarlama-teknikleri-7.html

29 Aralık 2015 Salı

SQLSaturday #451 Istanbul 2015 - IoT Oturumundaki Sunum

12 Aralık 2015 Cumartesi gerçekleştirilen SQLSaturday #451 Istanbul 2015 etkinliğinde düzenlediğimiz "Smart World through IoT" isimli oturumu ilgiyle takip eden tüm katılımcılarımıza teşekkür ediyorum.

Nesnelerin İnterneti (IoT), dünyada olduğu gibi Türkiye'de de trend konular arasında yerini almış durumda. O gün oturama katılamayanlar için işte sunum :


http://1drv.ms/1JdBoxz


Nasıl yapılır?

  1. Azure IoT Hub (veya Azure EventHub) oluştur.
  2. Arduino bağlantılarını oluştur ve verileri Azure IoT Hub'a gönder. 
  3. Azure Stream Analytics ile akan verileri akış esnasında işle.
  4. Azure Stream Analytics çıktısını Power BI olarak tanımla.
  5. powerbi.com'da otomatik oluşan verikümesi üzerinden rapor ve gerçek zamanlı çalışan pano oluştur.
Arduino ve Sıcaklık Sensörü :

Power BI'da Sıcaklık Verilernin Gösterimi :

Sunum Öncesi Demo Testi:


18 Aralık 2015 Cuma

2015 - Microsoft Açık Akademi Yaz Okulu Etkinliği Video Kayıtları (2 gün)

2015 yazında Microsoft'ta düzenlenen açık akademi etkinliklerinde gerçekleştirdiğim iki günlük sunuma ait video kayıtlarını blogumda da paylaşayım istedim.

Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden davet edilen meraklı ve yetenekli katılımcıların olduğu bu etkinlikte farklı sektörtörlerden çok değerli profesyoneller konuşmacı olarak görev aldı. Ben de bu etkinlikte 2 tam gün konuşma yaptım ve veri odaklı teknolojilerdeki son durumu paylaştım. Zaman zaman teknik konular dışına çıkarak iş görüşmeleri, sektör, karıyer vs. gibi konularda da konuşma fırsatı bulduk.

Bu etkinliğe katılmak istemiş ancak fırsat bulamamış arkadaşlarım için video kayıtlarını paylaşayım istedim.

Not: 300 civarı genç katılımcının olduğu salonda tam günlük etkinliği dinamik bir şekilde yapabilmek ve dikkatleri toplayabilmek için bazı standartların dışına çıkmamız gerekti. İzlerken sakin olun, her şey kontrol altında :)

Tanıtım Videosu:

1. Gün 1. Oturum


1. Gün 2. Oturum

1. Gün 3. Oturum

1. Gün 4. Oturum

2. Gün 1. Oturum

2. Gün 2. Oturum

2. Gün 3. Oturum


9 Aralık 2015 Çarşamba

SQLSaturday #451 Istanbul 2015 Etkinliğindeyiz. Bekleriz.

Dünya genelinde bir çok bölgede yılda bir defa düzenlenen SQLSaturday etkinliğinde bu yıl da konuşmacı olarak yerimizi aldık.



Etkinliğin İstanbul ayağı 12 Aralık 2015 Cumartesi günü Microsoft'un Levent'teki ofisinde gerçekleşecek.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da birbirinden değerli yerli-yabancı konuşmacılar ve katılımcılar gün boyu sürecek olan paralel 15 oturum sayesinde trend konular üzerinde fikir alışverişi yapma fırsatı bulabilecek.

Hem bu ilham veren atmosferi yaşamak hem de veri odaklı yeni teknolojilerden haberdar olmak için SQLSaturday etkinliğinde yerinizi almayı unutmayın.

SQL Server, SharePoint ve Azure gibi bir çok alanda oturum mevcut. Veri Yönetimi Ekibi olarak biz de, Abdullah Altıntaş sunumuyla"Real-Time Click Stream Analysis with Microsoft Azure Stream Analytics" ve Abdullah Kise (ben) sunumuyla"Smart World through IoT" başlıklı oturumları düzenliyor olacağız.

"Smart World through IoT (Internet of Things)" oturumuna ait detaylar şöyle :

Microsoft İstanbul Ofis - Levent
Adara Salonu
12 Aralık 2015 Cumartesi  (14:30 - 15:30)


http://www.sqlsaturday.com/451/Sessions/Details.aspx?sid=40636

Abdullah Kise

Tüm oturumları aşağıdaki linkten görüntüleyebilirsiniz:

http://www.sqlsaturday.com/451/Sessions/Schedule.aspx

Etkinlik hakkında ayrıntılar :
http://www.sqlsaturday.com/451/eventhome.aspx

15 Ekim 2015 Perşembe

Veri Yöneitimi Ekibi - Sharepoint ile Şirket Verimliliğini Arttırın Etkinliğine Davetlisiniz.

Veri Yönetimi ve İş Zekası birimi bu sene kabuk değiştiriyor, büyüyor.

Ekimize yeni ekiplerin de dahil olmasıyla birlikte vizyonumuzu genişlettik ve birimimizin adını Veri Yönetimi ve Verimlilik Çözümleri olarak yeniledik.

Yaygın adıyla Veri Yönetimi ekibinin bu seneki takvimi bir hayli dolu ve verimlilik üzerine kurulu.

Birim Müdür Yardımcılığını üstlendiğim Veri Yönetimi ekibinde Data Platform, Business Intelligence, Sharepoint & Project Server, Office kanalları bir arada çalışıyor ve etkileyici sonuçlar elde ediyor.

Önümüzdeki günlerde bu sinerjinin meyvelerini ilham veren etkinlikler üzerinden sizlerle paylaşacağız.

Dönemin seminer serisini 26 Ağustosta düzenlediğimiz Big Data etkinliği ile başlatmış olduk. Katılımınızdan bulduğumuz cesaretle başka bir etkinlik daha düzenliyoruz. Bu sefer odağımızda Sharepoint var.

Etkinlik içeriği bir hayli doyurucu. Kaçırmamanızı öneririm.

  • SharePoint Server dünyasına giriş
  • SharePoint için performans önerileri
  • Project Server ile projelerinizi yönetmek
  • İşinizi BI & SharePoint penceresinden görün
  • SharePoint Social ve SharePoint ile Yammer
  • Branding ve SharePoint
  • SharePoint için yeni AppModel


Tarih : 21 Ekim 2015
Saat : 10:00 - 17:00
Adres : İ.T.Ü. Ayazağa ARI Teknokent ARI:3, Kat:-1 Maslak/İstanbul


Kayıt Olmak İçin :




14 Ekim 2015 Çarşamba

Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri - 7 (Golden Ratio - Altın Oran)

Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri yazı serisiyle rapor tasarımlarının kalitesine katkı sağlayacak ipuçlarını vermeye devam ediyoruz. Bir önceki yazımızda odaklandığımız Focal Points konusu ile vermek istediğimiz mesajların etkisini arttırabilecek kritik noktaların neler olabileceğini paylaşmıştık. Ressamlar ve fotoğrafçılar tarafından kullanılan Rule of Third formülü sayesinde kompozisyonlardaki estetik daha doyurucu hale gelebilmektedir. Yazıya bir göz atmak isterseniz :

Serinin bu kısmında tasarım kalitesini yükseltecek başka bir ulvi konudan daha bahsedeceğiz; Altın Orandan (Golden Ratio).

Altın oranın ilk olarak ne zaman bulunduğuna veya kullanıldığına dair net bir bilgi yok. Ancak şuanda gözümüze estetik görünün hemen hemen her yerde ölçüt olarak ya bu oran kullanılmıştır veya bu orana yaklaşılmıştır. Matematik ve sanatta bir bütünün parçaları arasındaki en uyumlu oran olarak kabul edilen altın oran yaklaşık olarak 0,618033989 sayısına tekabül etmektedir.

Ayçiceği, papatya, çam kozalağı, bitkilerin yaprak dizilişleri, insan vucudundaki azalar, deniz kabuğu vs. gibi bir çok doğal güzellik altın oranı sağlayan tasarıma sahiptir. Bununla birlikte Mimar Sinan’ın eserleri, otomativ sanayi, Mona Lisa ve Aziz Jerome tabloları, mısır piramitleri gibi yüksek kalite eserlerde, hatta günlük hayatımızda sıkça kullandığımız kitap sayfaları, kibrit kutuları, oyun kağıtları, bayraklar gibi gözümüze hoş gelen insan berecerisi tasarımlarda da altın oran özenle tatbik edilmiştir.



Peki, rapor tasarlama konusu ile ne ilgisi var bu altın oranın?

Mehmet Suat Bergil “... Eğer uygulama veya işlev unsurları açısından hoşa giden ya da son derece dengeli olan bir forma ulaşılmışsa, orada Altın Sayı'nın bir fonksiyonunu arayabiliriz... Altın Sayı, matematiksel hayal gücünün değil de, denge yasalarına ilişkin doğal prensibin bir ürünüdür.” diyor. Yani tasarımlarımıza bir denge getirmek istiyorsak altın orana güvenebiliriz.

Bunu nasıl yapacağımızı öğrenmek için öncelikle altın dikdörtgenin ne olduğunu bilmemiz gerekir. Eğer kısa kenarının uzun kenarına olan oranı altın oran kadar olan bir dikdörtgen çizersek aşağıda görülen altın dikdörtgeni elde etmiş oluruz.


Altın dikdörtgenin içine bir kare çizersek geriye kalan dikdörtgen parça da altın dikdörtgen olur. Bu şekilde devam edilerek iç içe sayısız altın dikdörtgenler ve kareler oluşturulabilir. Elde ettiğimiz karelerin orta noktalarını birleştirirsek altın spirali keşfetmiş oluruz. Bu spiral sanat eserlerinde incelikli bir şekilde kullanılırsa hareket izlenimi elde edilir. Bu durumu açıklamak için ‘dinamik simetri’ ismi kullanılmıştır. Bu çok özel sarmal deniz kabuklarında, salyangozlarda ve yukarıda belirttiğimiz gibi evrenin her köşesinde gizlenmiştir.

Özetle altın oranın kullanıldığı yerler göze hoş gelir.


Eğer tasarımlarımızı bu farkındalıkla gözden geçirirsek altın orana ne kadar ihtiyaç olduğunu görebiliriz.

Julie Koesmamo’nun http://www.mssqlgirl.com/ sitesinde paylaştığı bir resim altın oranın tasarımlarda nasıl kullanılabildiğine dair güzel bir örnek olmuş.


Tasarımlarında altın oranı uygulamak isteyenlere kolaylık sağlayacak yazılımlar da mevcut. Şu linkten bir tanesine erişebilirsiniz: http://www.phimatrix.com/download-1618-pro/

Bir önceki yazımızda bahsettiğimiz Third of Rule formulü ile Golden Ratio uygulaması bir biriyle ilişkilidir. Dolayısıyla atıfta bulunmanın faydalı olacağını düşünüyorum ve aşağıdaki videoyı sizlerle paylaşıyorum. Bu videoda sözünü ettiğimiz teknikler kullanılarak görsel mesajın etkisinin nasıl arttırıldığına şahit olabilirsiniz.


Golden Ratio ve Third of Rule tekniklerinin karşılaştırılmasını incelemek isterseniz şu videoya bir göz atabilirsiniz:


Serinin bu bölümünde odaklandığımız Altın Oran sayesinde tasarımlarınız göze çok daha hoş gelecektir. Yeter ki mesajlarınızı küçülen dikdörtgenlere doğru kıvrılan spiraller boyunca verin. Çünkü insan zihni akışın bu spiral boyunca devam ettiğini varsayar. Siz de mesajlarınızı insan doğasına uygun şekilde vermiş olursunuz.

Faydalı olması dileğiyle...


9 Ekim 2015 Cuma

Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri - 6 (Focal Points - Odak Noktaları)

Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri yazı serisine devam ederken bir önceki yazımıza da göz atmanızı tavsiye ederim. Tasarımlarında estetik kaygı taşıyanlar için sunduğumuz bir önceki ipucu, Veri Mürekkep Oranı (Data Ink Ratio) yaklaşımıydı. Bu yaklaşım sayesinde kullanıcıların dikkatini veri üzerinde nasıl tutabileceğimizi konuştuk. Merak edenler için;

Serinin bu bölümünde ise rapor tasarımının kalitesine katkıda bulunacak başka bir ipucuna odaklanacağız; Odak noktasına (Focal Point).

Focal Point terimi fizik, matematik, elektronik, bilgisayar, oyun teorileri, fotoğraf ve resim gibi bir çok alanda karşımıza çıkar. Genel manada düşünüldüğünde merkezi yer, konunun özü, dikkat kesilecek mesele, odak noktası, can alıcı şey vs. gibi tanımlar yapılabilir. Biz bu terimi ressam veya fotoğrafçı gibi ele alacağız ve raporlarımızda kullanacağız.

Rapordaki en önemli bilgi hangisi?


Öncelikle bir kaç sorunun cevabını verebiliyor olmak lazım. Raporda ne/neler aktarmak istiyoruz? Raporumuzun konusu ne? Rapordaki hangi bilgi diğerlerinden daha önemli? Kullanıcıların neye odaklanmasını istiyoruz?

Raporlarda vermek istediğimiz mesajların sayısını mümkün olduğunca azaltmak gerekir. Aksi halde bir mesaj kargaşası olur ve kullanıcılar anlam çıkarmakta zorlanır. Bir mesaj harika, iki mesaj kabul edilebilir miktardadır.

Rule of Thirds Kompozisyon Formülü


Karakalem çizimler yaparken karşılaştığım bir kuraldan bahsedeceğim. Bu kuralı raporlarımıza da uygulayabiliriz.

Kompozisyon hazırlarken çizimlerde denge ve amaç vurgusu ortaya koyabilmek için Rule of Thirds olarak isimlendirilen bir formüle başvurulması tavsiye edilir. Bu olmazsa olmaz bir kural değildir. Ancak çizimleri estetik açıdan doyurucu hale getiren güvenilir ve önemli bir formül olarak kabul edilir.

Aşağıdaki fotoğrafın odağı olan arı bu formül doğrultusunda konumlandırılmıştır.


Vermek istediğimiz mesajları (görselleri) Rule of Thirds isimli kompozisyon formülene göre konumlandırırsak, estetik açıdan rapor kalitesini arttırmış oluruz. Mesajları vurgulamak için neler yapabileceğimizi daha önce bir çok defa gündeme getirmiştik. Buraki formülle de mesajları vurgulamak için görselin rapor üzerinde doğru pozisyonda bulunmasını temin etmiş olacağız.

Tasarımları Rule of Thirds formülünü kullanarak yapmak oldukça kolay. Raporunuzu yatay ve dikey olarak çizgilerle üç parçaya ayırdığınızı düşünün. Çigizilerin kesişim noktaları en önemli mesajınızı konumlamak isteyebileceğiniz bölgeleri tarif eder.

İşte! bir rapordaki en can alıcı bölgeler aşağıda kırmızıyla işaretli.


Göz doğası gereği tam da bu noktalarda durur ve rahat eder. Siz de istediğiniz mesajı bu arada vermiş olursunuz. Böylece mesajınızın etkisi artar.

Peki, bu noktalar arasında da bir önem sırası var mıdır?


Elbette, ancak bunun yazılı kültürlere göre farklılık gösterdiğine inanıyorum. İnsanlar baktıkları bir ekrana veya kağıda sanki bir metin okuyormuş gibi odaklanırlar. Yani eğer raporlama yaptığınız bölgede yazı soldan sağa akıyorsa, raporda ilk bakılacak yer soldaki nokta olur. Dolayısıyla en önemli mesajınızı burada bulundurmak istersiniz. Benzer şekilde o bölgede yazı sağdan sola akıyorsa, sağdaki noktalar daha değerlidir. Bu mantık yukarıdan aşağı doğru da geçerli.
Yukarıda belirttiğimiz noktalar kadar olmasa da görsellerin tasarım dengesinde iyi sonuçlar veren başka noktalar da var. Bunları dik üçgenler kullanarak keşfedebilirsiniz.


Focal Point farkındalığının Etkili Rapor Tasarlamada önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum. Tasarımlarında estetik kaygı taşıyanlar için ilham veren bir ipucu oldu.

Sonraki yazımızda bir başka ilham veren ipucuna, raporlarda altın oran kullanımına değineceğiz.

Faydalı olması dileğiyle...

7 Ekim 2015 Çarşamba

Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri - 5 (Data Ink Ratio - Veri Mürekkep Oranı)

Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri yazı serisine devam ediyoruz.

Bir önceki makalemizde bir kaç hatırlatma yaptık ve güzel tasarlanmış raporların karakteri ile ilgili bazı ipuçları verdik.

Bu yazımızda ise, raporlardaki görsellerin estetiğine doğrudan katkı sağlayacak üç yöntemden biri olan veri-mürekkep oranı (Data-Ink Ratio) yaklaşımına değineceğiz.

Aşağıdaki rapora bir kaç dakika göz gezdirin. İlk olarak dikkatinizi çeken şeyler neler? Bilgi mi? Yoksa kalın, kalabalık, anlamsız renkli ve aralarında koca koca boşluklar olan görseller mi? 



Edward R. Tufte 1983 yılında sayısal verilerin görsel sunumu husunda “Data-Ink Ratio” ismini verdiği bir yaklaşım yayınladı.  Tufte’ye göre grafiğe harcanan mürekkebin büyük bir kısmı veri-bilgi için kullanılmalıdır. Veri için harcanan mürekkep grafiğin silinemez çekirdek kısmını oluşturur. Gereğinden fazla kullanılmamak şartıyla sayıların değişimi, mürekkep kullanımındaki değişimle ifade edilir.

Kafa karıştırıcı görünüyor olabilir. Aslında çok basit. Mümkün olduğunca sayısal verileri ön planda tut. Kullanılan görseller, dikkat dağıtmadan verileri ve verideki değişimi anlatsın.

Aşağıdaki grafiklerden hangisi kalabalıktan arınmış ve veriye odaklanmanızı kolaylaştıracak nitelikte.


Sağdaki değil mi? Soldaki grafikte ilk göze çarpan şey renk ve grid çizgileri olmakta. Sayılar daha sonra dikkat çekiyor. Sağdaki grafikte ise sayılara ve değişimine odaklanmamak elde değil. Oldukça basit ve amacına uygun.

Grafiklerde sayıların olduğu alanlara data-ink, geriye kalanlara da non-data-ink adı verilmiştir. Grafikte kullanılan mürekkep miktarı, veri için kullanılan mürekkep miktarına ne kadar yaklaşırsa ideale de o kadar yaklaşıyorsunuz demektir.

İyi bir grafikte sadece data-ink olur. Non-data-ink alanlar mümkün olan her yerden kaldırılmalıdır. Bunun amacı yukarıda da söylediğimiz gibi kullanıcıların tüm dikkatini verilere yöneltmektir. Aşağıdaki resimde kırmızı olan alanlar non-data-ink adıyla anılmaktadır. Sayısal olan alanlara ise data-ink adı verilmiştir.


Görsel kaliteyi nasıl arttırabiliriz?


İki adımlık bir çalışma ile kaliteyi arttırmak mümkün.

1- Non-Data-Ink (veri içermeyen) alanların değerini azalt

    • Gereksiz tüm veri içermeyen alanları kaldır.
    • Geriye kalan veri içermeyen alanları düzenle ve etkisini azalt (vurgusuz olsun)
Aşağıdaki tablolara baktığımızda sağdakinin daha kullanışlı olduğuna hemen karar verbiliriz. Soldaki hatalı bir tasarım.


2- Data-Ink (veri içeren) alanların değerini arttır.
    • İhtiyaç olmayan tüm veri içeren alanları kaldır.
    • Çok önemli bilgilerin sunulduğu alanları vurgula.

Aşağıdaki tabloda kırmızının tonları ile ktirik sayılar işaratlenmiş ve ön planda tutulmuş. Bir farkındalık oluşturulmuş.



İki adımlık çalışmayı ve değişimi aşağıdaki örnekte görebiliriz :



Sol üstteki ve sağ alttaki grafiklere bir bakın. Yapılan değişiklikler nasılda bilgiyi ön plana çıkartıyor.

Bu prensipleri birden fazla grafiği bir arada kullanırken de göz önünde bulundurmak gerekir. Aksi halde en üsttekine benzer bir şey çıkar karşınıza.

Tasarımlarında estetik kaygı taşıyanlar için sunduğumuz ipuçlarına diğer yazılarda devam edeceğiz.


Faydalı olması dileğiyle.

5 Ekim 2015 Pazartesi

Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri - 4 (Güzel Tasarlanmış Raporların Karakteri)

Uzun bir aradan sonra “Etkili Rapor Tasarlama Teknikleri” yazı serisine devam etmeye karar verdim. Raporlama projelerine girişecek tarafların dikkatle incelemesi gereken önemli bir seri olduğu düşüncesindeyim ve çevremden aldığım geri dönüşler de bu düşüncemi destekler nitelikte.

Önceki yazıları kısaca bir hatırlatmak gerekirse;

Serinin ilk makalesinde dashboard tanımı ve mükerrer yapılan tasarım hataları üzerinde durmuştuk. Yazıda geçen tasarım hatalarından bir kaçı sizin projede de olabilir. Mutlaka bir göz atın;

Serinin ikinci makalesinde ise mümkün olduğunca kolay yorumlanabilen ve amaçlanan kısımları akılda kalan tasarımlar dizayn etmek için hafızanın işleyişine, algıyı güçlendiren sembollere ve görsel duyunun çalışma prensibine odaklandık. Etkili tasarımlar için gerçekten büyük bir adım oldu. Bakmadan geçmeyin;

Serinin üçüncüsünde, yani ara vermeden önceki son yazıda ise, geliştirme süresince karşımıza çıkabilecek önemli bir kaç sorunun cevaplarına odaklandık. Rapor ihtiyaçlarını kategorize ettik ve teknoloji seçimini etkileyecek noktalara değindik. Yazıda geçen sorulara ve cevaparına mutlaka bir göz atın;

Nihayet bu yazımızla birlikte tasarım prensiplerine giriş yapmış olacağız. Artık bazı raporların neden çok güzel, bazılarınınsa neden çok itici olduğunun açıklamasını yapabileceğiz.


Güzel tasarlanmış bir raporun karakteri nasıldır?


Öncelikli olarak rapora gelen kişinin doğru bilgiyle karşılaşması çok önemlidir. Buradaki doğru bilgiden kasıt sadece verinin tutarlı olması değil aynı zamanda beklentiyi karşılayacak nitelikte olmasıdır. Yani kullanıcılar rapordan umduğunu bulmalıdır. Karşılaşılanların bir kısmı işe yaramıyorsa zamanla raporunuz daha itici hale gelir. Bir süre sonra kullanıcılar kendi raporlarını tasarlamayabilmek için veriye direk erişim talebinde bulunur.

İyi bir dashboardda görseller son derece estetik kaygıyla organize edilmiş olmalıdır. İlk odaklanılan alanlarda konunun özetiyle ve ististanalarla karşılaşılmalıdır. Hedefe ve hedef kitlenin ihtiyacına uygun, anlamlı alışkanlıklarıyla uygumlu ve anafikri doğru ifade eden görseller tercih edilmelidir. Aktarılmak istenen bilgi en kullanışlı araçlar yardımıyla, basit ve en kısa yoldan aktarılmaldır.

Özetle güzel tasarım nasıl olur?


Genel olarak verilmek istenen ana fikrin doğru verilerle, doğru ve tutarlı görseller kullanılarak sunulmasını ilk adıma koyarsak, ikinci adımda bu görsellerin estetik kaygıyla konumlandırılmasından söz edebiliriz. Hemen şimdi iç açıcı güzellikte raporlar hazırlamak için bir kaç teknik söyleyelim. Bunlar; veri-mürekkep oranı  (Data-Ink ratio) yaklaşımının uygulanması, odak noktasının (focal point) etkin kullanımı ve estetiğin matematiksel karşılığı olarak bilinen altın-oranın (Golden ratio) sağlanmasıdır.

Bu üç tekniğin detaylarından bahsetmeden önce aklımızda tutmamız gereken şey tasarımlarımızda Henry David Thoreau’un tavsiyesine uyarak; evrenin daha yaşanılabilir bir yer haline gelmesi için hayatı basitleştime fikrini tatbik etmektir. Basitlikten kastımız ana fikrin doğrudan verilmesi ve kolayca kullanılabilmesidir. İlkel veya tam tersi aşırı dikkat dağıtan görsellerden kaçınmak gerekir. Özetle edebiyattakine benzer şekilde fesahat ve belagat şartına riayet edilmelidir.

Yüzlerce kişinin ölümüne, milyarlarca doların heba olmasına sebep olan uçak kazalarının temel nedeni; basit olmayan kontrollerden dolayı pilotların ne olup bittiğini çok geç farketmesidir. Çoğu zaman basitleştirmek ve kolaylaştırmak hayati öneme sahip olur.

Dashboardlar dikkatleri üzerine çekip insanlara neler olup bittiğini ve ilk baktıklarında nelere odaklanması gerektiğini söylemek zorundadır. Bu kalitede bir iş çıkarmak için bugüne kadar konuştuklarımıza, bundan sonra detaylandıracağımız 3 tekniğe ve devamında paylaşacağımız görsellerin doğru kullanımı hakkındaki ipuçlarına ihtiyacımız olacak.


faydalı olması dileğiyle ...

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Veri Yönetimi Ekibi - Büyük Veri Etkinliğinden Görüntüler

26 Ağustos 2015 Çarşamba günü İTÜ Teknokent'te gerçekleştirdiğimiz tam günlük Büyük Veri Etkinliğine Türkiye'nin çeşitli noktalarından katılım sağlayan tüm katılımcılarımıza, Hadoop oturumunda konuşmacı olarak görev alan Techbase kurucularından Veysel Taşçıoğlu'na, öz verisini esirgemeyen Bilge Adam çalışanlarına, Attuntiy Replicate ürünü hakkındaki sorulara cevap vermek amacıyla yurttışından gelerek aramıza katılan Menachem.Brouk'a ve Veri Yönetimi Ekibinin kıymetli üyelerine teşekkür ediyoruz.

Gelmek isteyip de gelemeyenler için bir not; Veri Yönetimi Ekibi çok yakında benzer etkinliklerle tekrar karşınızda olacak.

Abdullah Kise


İşte etkinlikten bir kaç sahne :




Konuşmacı olduğum "Smart World through IoT" oturumundan bazı anlar : Oturumda salon sıcaklığını Arduino Cihazı ile dinleyip, sıcaklık değişimini Event Hub, Stream Analytics teknolojilerinden de faydalanarak Power BI dashboardlarında gerçek zamanlı olarak görüntülemiştik. Etkinlik sonrasında oturumdan keyif aldığını özellikle dile getiren katılımcılarımız oldu. Sizlerin ilgisi sayesinde çok daha keyifli çalışmalarla yeni dönemde de karşınızda olacağız.












24 Ağustos 2015 Pazartesi

Veri Yönetimi Ekibi - Büyük Veri Etkinliği - Günün Planı

26 Ağustos 2015'te İTÜ Teknokent ARI 3'te yapacağımız Büyük Veri etkinliğinde daha ilk günden yoğun talep üzerine kontenjan limitine ulaştık. Limiti iki kez arttırdık ancak buna rağmen katılmak isteyip katılamayan arkadaşların olduğunu gördük.

İyi haber; Artık benzer çalışmalarla yıl boyu sizlerin karşınızda olmayı planlıyoruz.

Kayıt olmayı başarabilenler için günün planıyla birlikte hatırlatmamızı yapalım:

Tarih : 26 Ağustos 2015 - Çarşamba
Saat : 10:00 - 17:00
Adres : İ.T.Ü. Ayazağa ARI Teknokent ARI:3, Kat:-1 Maslak/İstanbul


Abdullah Kise

Etkinlikte görüşmek üzere...

4 Ağustos 2015 Salı

Nesnelerin İnterneti (IOT - Internet of Things) ile Yeni Akıllı Dünya

IOT ile ilgili uzun bir yazı yazmayı planlıyordum. Sonra söylenecek o kadar çok şey olduğunu farkettim ki, daha özet ve anahtar noktaların olduğu bir yazı yazmaya karar verdim.

Nedir bu IOT ?


Kevin Ashton tarafından ortaya atılan IOT kavramı; elektronik cihazları, yazılımları ve bu cihazlar arasındaki haberleşmeyi kapsamaktadır. Haberleşme ilk zamanlarda radyo frekansları ile yapılmıştır. Ancak haberleşme yöntemlerindeki gelişim ve değişim kavramın giderek daha çok ürünü içerisine almasına ve kullanım alanının genişlemesine vesile olmuştur. IOT özellikle internet ağı üzerinden bir biri ile haberleşen ve aksiyonlar alabilen cihazları, yazılımları ifade etmek için kullanılır. Daha yerel olarak makineler arası iletişimi ifade eden M2M kavramı da bir şekilde IOT ile ilişkilidir.

IOT sadece bir birlerine veri gönderen cihazları değil bu veriden anlam çıkaran ve gerektiğinde plan yapabilen, şaşırtıcı akıllı sistemleri ifade etmektedir. Akıllı saatler, gözlükler, bileklikler, ev aletleri, araç içi cihazlar, cep telefonları günlük yaşamda karşımıza çıkan IOT ürünlerinden bazılarıdır.

Neden IOT?


Günümüzdeki beklentiler ve birim zamanda karar verme ihtiyacı o kadar çok arttı ki artık doğru adımları atmak için insan üstü bir çaba gerekir oldu. Bu yükü, alet kullanma becerisi mükemmel seviyede olan insan oğlunun icadı olan elektronik cihazlar yardımıyla hafifletmek mümkün.

Elektronik cihazlar fiziksel dünya etkilerini sensörler yardımıyla elektriksel güce çevirirler, aktuatörler yardımıyla da elektriksel güç fiziksel dünya tepkilerine çevrilebilir. Etki ve tepkinin nasıl yorumlacanağı ise cihazların beyni olan mikroişlemciler üzerinde tanımlanır. Sensörler sayesinde insan üstü hassasiyette çevre takibi yapılabilir. Ortamın ısısı, gaz, radyasyon, basınç, hız, ışık, kuvvet, yoğunluk, uzaklık, kimyasal durum vs. gibi bir çok şey okunabilir. Bu değerler kritik seviyelere ulaştığında cihazın gerekli aksiyonları alması veya bilgileri başka cihazlara yönlendirmesi hayat kurtarır.

Örneğin siz uyurken bir yangın durumunda en yakın itfaiye ve ambulansın konum bilgisi verilerek çağrılması, bu çağrıyı alan tarafların trafik bilgisi baz alınarak yol tarifi alması, sağlık personelinin gelirken sağlığınızla ilgili ktirik bilgileri takip etmesi ve daha olayların başında odanın havalandırılmasının sağlanması, alarmınızın çalıp sizi uyandırarak olup bitenler hakkında bilgi vermesi ve belki sizin için bir kaçış planın hazırlanması mümkün. Çok uzak bir geleceğe ait bilim kurgu senaryosundan veya Bond filminden alıntı bir sahneden bahsetmiyorum. Kısmen veya tamamen hayata geçmiş olan bir çalışmadan bahsediyorum. Benzer senaryolar çoktan bazı ülkelerde hayata geçirilmiştir.

Neden şimdi?


Eskiden çok maliyetli olan bu cihazlar şimdilerde oldukça ucuzladı, gelişti ve kullanımı kolaylaştı diyebiliriz. Hatta kendi kişisel çabanızla bile çok az elektronik ve yazılım bilgisi ile evinizi düşük bir maliyetle akıllı eve çevirebilirsiniz. Merak edenler için açık kaynak donanım statüsünde olan "Arduino"ya bir göz atmalarını tavsiye ederim. Üzerinde mikroişlemci bulunan bu cihaza bir çok sensör bağlayabilir, isterseniz sensörlerden gelen bilgiler doğrultusunda çeşitli nesneleri kontrol edebilirsiniz. Arduino ürününe entegre edebileceğiniz bir çok sensör ve modül yer almaktadır. Wireless, Bluetooth, GSM modülleri sayesinde cihazlar arası iletişimi sağlayarak kendi IOT çalışmalarınızı hayata geçirebilirsiniz. Çalışmalarınıza özel Arduino ürününü keşfetmek isterseniz şu linkte bir göz atabilirsiniz: https://www.arduino.cc/en/Main/Products


İçerisinde bir kaç sensörün gömülü olduğu hazır cihazlar da mevcut. Ancak bana Arduino ile çalışmak daha eğlenceli ve sınırsız gibi geldi.

Maliyetlerin düşmesinin yanısıra internet ve sanayide ciddi değişiklikler oldu. Buharlı makinelerden sonra elektronik cihazların ve bilgisayarların devreye girmesi ile çağ atlanıldı. Şimdilerde ise el değmeden üretim neredeyse bir hedef haline geldi. Bu durum başta insan hatası gibi bir çok faktörü ortadan kaldırdığı için maliyetleride bir hayli düşürerek karlılığı arttırdı. Elbette el yapımı ürünlerin benzersiz güzelliğinden tamamen vazgeçmek mümkün değil.

İnternet tarafındaki değişime dönersek eğer; önceleri kısıtlı noktalarda kurulan internet ağının genişlemesi sayesinde internet daha fazla insana hitap eder hale gelmiş, sadece statik bir kaynak olmaktaktan çıkıp insanların iletişim kurabildiği bir ağ haline dönüşerek Internet of People kavramına adım atmamızı sağlamıştır. Nihayet akıllı cihazların da bu internet ağını kullanarak bir birleri ile iletişim kurmasıyla şimdilerde bu kavram yerini Internet of Things'e bırakmıştır.

Araştırmalara göre 2020 yılında 50 milyar cihazın internete bağlı olacağı ve üretilen 44 Zettabayte verinin %80'nin bu cihazlardan geleceği tahmin ediliyor. Bunun mümkün olabilmesi için cihazların kimlikleri sayılabilecek IP adresleri IPv4 (en fazla 4.3 milyar cihaz) yerine IPv6 alt yapısı ile üretilecek. Cihazların sahip olma maliyeti düşecek. Yeni teknolojiler hayatımıza dahil olacak. Ufku açılan insanların beklentiler yükselecek. Yeni şeyler deneme cesareti artacaktır.

Her şey yolunda mı?


Altyapı ve cihaz maliyetinin düşüklüğü IOT'nin yaygınlaşması için yeterli kıvama gelmiş durumda. Talep giderek artıyor. Bir öngörüye göre IOT'nin eknomik etkisinin 2.7 trilyon dolardan 2025 yılında 6.2 trilyon dolara yükseleceği tahmin ediliyor. Ciddi bir artış. Ancak henüz çözümlenemeyen bir şay var: gizlik ve mahremiyet.

Gizlilik ve mahremiyet hala çok önemli, öyle de olmalı. Akıllı telefonlardaki uygulamalar telefonumuzu didik didik etse de yine de mahramiyeti korumak için elimizden geleni yapmak istiyoruz. Bu mesele mevcut bilgisayarlarımızda bile hala çözülememişken her yerimizi saracak olan diğer akıllı cihazlarda nasıl çözülür bilinmez. Gizlilik ve mahremiyetin şimdilik IOT'nin yaygınlaşmasını frenleyen en büyük nedenlerden biri olmaya devam edecek gibi görünüyor.

Maliyetin düşmesi, internet anlayışının değişmesi, cihazların akıllanması, beklentilerin artması ve rekabetin kızışması IOT çözümlerinin yayılmasını tetikliyor. Gizlilik ise hala çözülmeyi bekleyen bir düğüm.

IOT ile neler yapılabilir? 


Uzun uzun metinsel senaryolardan bahsetmek istemiyorum. Hayal gücünüze bağlı. Yapmak isteyip de yapamadığınız hemen her şeyi bırakın makineler yapsın. Sizin için kanının son damlasına kadar çalışacak olan bu hizmetkarlar sayesinde kralları kıskandıracak bir yaşam kalitesine ulaşmak mümküm. Doneler belli; sensörler ile dinle, matematiksel algoritmalar ile yorumla, istediğin cevabı üret. 

IOT çalışmalarını şu şekilde kolaydan zora doğru seviyelendirebiliriz:
  1. Sensörlerden gelen verilerin dinlenip gerçek zamanlı raporlara dökülmesi. Belki bir yandan da verinin üzerinde çalışmak isteyebilirsiniz.
  2. Cihazlara uzaktan verilen komutlar yardımıyla akıllı tepkilerin oluşturulması.
  3. Cihazların kendi aralarında konuşarak yukarıda bahsettiğimiz senaryoya benzer şekilde bir yaşam planı çıkarması.
Libelium'a ait bir akıllı dünya projesi:


Bazı IOT projeleri:

  • Akıllı Şehirler : Park durumu, yapıların sağlık durumu, anlık gürültü haritaları, trafik durumuna göre veya iklim şartlarına göre yönlendirmeler, akıllı ışıklandırma, sokak temizliği için akıllı yönlendirmeler.
  • Akıllı Çevre : Orman yangını tespiti, hava kirliliği, toprak kayması, depremler gibi çeşitli doğal afetler için erken uyarılar, yabani hayatın incelenmesi
  • Akıllı Akarsular : İçilebilir suyun kalitesinin anlık olarak monitörlenmesi, kimyasal atık tespiti, yüzme havuzu yönetimi, denizlerin kirlilik seviyeleri, su sızıntıları, nehir taşkınları
  • Akıllı Ölçümleme : enerji tüketimi ve yönetimi, yakıt veya su tank seviyeleri, su basınçları
  • Güvenlik ve Acil Durum : radyosyon seviyesi ve gazlardaki patlama riski
  • Parekende Satışlar : Tedarik zinciri kontrolü, NFC ödemeleri, akıllı alışveriş uygulamaları, raf yönetimi
  • Lojistik : teslimat kalitesi, nesnelerin bulunması ve en yakın mesafe hesapları, depo uygunluğu, hassas nesnelerin takip edilmesi
  • Endüstiyel Kontrol : iç mekan atmosferlerinin kontrolu, anlık sıcaklık monitörleme, gerçek zamanlı uyarı ve kaza önleme mekanizmaları
  • Akıllı Tarım : bitkilerin sağlıklarının kontrolü, sulama ve toprak yapısının kontrolü, hava durumu takibi,
  • Akıllı Hayvancılık : Yavruların sağlığı, hayvanların konumlarının takibi, iç mekan oksijen ve sıcaklık takibi
  • Sağlık : düşmelerin tespiti, sporcu sağlığı, hasta sağlığının izlenmesi, ultraviole ışınlarına maruz olmanın tespiti

İşte IOT'li hayattan bir güne ait senaryo :



Kameralar, sensörler ve matematiksel algoritmalar sayesinde şaşırtıcı derecede akıllı çalışan atletik quadcopter şovu:


Gerçekten çok başarılı değil mi? Aslında yanıbaşınızda daha gelişmiş cihazlar da mevcut; Mobile cihazlarınız. Cihazlarındaki sensörleri incelemek isteyen meraklılara mağazalarında "sensor" kelimesini aratmalarını ve oyu yüksek bir uygulamayı yüklemelerini öneririm. İnanın elinizdeki cihaza saygınız artacak.

Ve son olarak bir not düşelim: IOT ile uğraşırken bir şekilde kendizi BigData konsepti içerisinde bulacağınızın farkında olun. Bu konsept oldukça zor ve boğucu gelebilir. Tavsiyem daha rahat kullanılabilir Microsoft veri ve analitik hizmetlerine bir göz atmanız yönünde. Bulut üzerinde bir çok hazır servis işinizi kolaylaştıracaktır. Örneğin gerçek zamanlı raporlama için Power BI, saniyede milyonlarca üretilen veriyi yakalamak için Event Hub, bu verileri işlemek için Stream Analytics, veriyi çeşitli algoritmalar ile inceleyip eğilim ve anlam çıkarmak için Azure Machine Learnings ve daha fazlası için HDInsight kullanmak isteyebileceğiniz hizmetlerden sadece bir kaçı. http://azure.microsoft.com/

MS IOT çözümleri için şu siteye bir göz atabilirsiniz:
http://www.microsoft.com/en-us/server-cloud/internet-of-things.aspx

Google'un arama motoru verilerinden yola çıkarak dünya üzerinde grip salgını trendini görüntülediği şu çalışma da bir göz atmaya değer doğrusu: https://www.google.org/flutrends/

Microsoft'un resimden yaş tespiti yapan şu çalışmasına da göz atmadan geçmeyin derim: http://how-old.net/

Faydalı olması dileğiyle...

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Veri Yönetimi Ekibi - Büyük Veri Etkinliğine Davetlisiniz (26 Ağustos 2015)

Veri Yönetimi Ekibi tarafından gerçekleştirilecek olan bu etkinlik diğerlerinden çok farklı olacağa benziyor. Etkinlikte Büyük Veri ile ilişkili çeşitli teknolojileri ve platformları konu alan bir birinden değerli oturumlar sizleri bekliyor.

Heyecanlandık ve en azından genel başlıkları şimdiden sizlerle paylaşalım istedik. Detayları pek yakında yine burada olacak.

Kayıt için : 


Tarih : 26 Ağustos 2015 - Çarşamba
Saat : 10:00 - 17:00
Adres : İ.T.Ü. Ayazağa ARI Teknokent ARI:3, Kat:-1 Maslak/İstanbul





26 Ağustos 2015 Çarşamba günü gerçekleştirilecek olan, Bilge Adam Veri Yönetimi Ekibi'nin profesyonel kadrosundaki değerli danışmanların sunumlar gerçekleştireceği etkinliğimize davetlisiniz.

- Big Data
- Azure Data Services
- Azure Machine Learning
- Stream Analytics
- Attunity Replicate
- Power BI
- SQL Server 2016 New Features for DP

Uzman Kadromuz ile Tanışın.


Kayıt için : 


Tarih : 26 Ağustos 2015 - Çarşamba
Saat : 10:00 - 17:00
Adres : İ.T.Ü. Ayazağa ARI Teknokent ARI:3, Kat:-1 Maslak/İstanbul